Yogaya Dair 10 Maddelik 10 Yazı 4

Yogaya Kaynak, Yogaya Rehber ya da Yoganın Etrafında Dolanan 10 Kitap:

Yogaya yeni başlamış ve hızlıca tadını almış meraklı ve bilgi sever insanların sorularındandır; bana bir kitap önerir misin, yoga hakkında daha fazla nasıl bilgi sahibi olurum. Genellikle hiçbir kitap önermem, derim ki daha fazla bilgi sahibi olma, önce deneyim sahibi ol. Zira yoga deneyim temelli bir kavrayış icap eder. Elbette “sen sadece pratik yapmaya devam et, hepsi içine doğacak” demeyeceğim, zira Patthabi Jois değilim. Diyeceğim o ki zaman ver, deneyim biriktir sonra zaten sen değil okuman gereken kitaplar seni bulacaktır. Hatta özellikle sonra oku, sana onca yoga hocasının anlattığı bilgileri hikayeleri önce al ama sonra mutlaka anlattıklarını kaynağından bir de sen oku. Bilgi sorumluluk da getirir çünkü. Doğru bilgiyi yayma, yanlışı ayıklama sorumluluğu. Ne okusam’dan ziyade ne okumazsan olmaz 10 kaynak kitabı yazdım:

  1. Upanishadlar: Upanishadlar meşhur Vedalar’ın ardılları, hatta Vedanta, vedaların sonu. Vedalardaki düşünce ve bilgileri derleyen metinler de diyebiliriz hatta iç içe geçmişlerdir, geç dönem Vedaların bir kısmı Upanishadlar’a karışmıştır da. Veda’lar bir grup ayrıcalıklı rahibin, -hatta işgalci Ari halkının elitleri diyebiliriz bu kişilere- aracılık ve kullanımına özel iken Upanishadlar ile bilgi halka inmiştir. Hatta bir tanesinde öğretmenlerden biri öğretiyi eşine yani bir kadına aktarır, bir diğerinde kadın filozoflar konuşur. Kutsallıktan ziyade bilgiyi aktarmaya dönüktür. Kelime anlamı olarak da “Kır dizini, otur yanıma, anlatacaklarım var” diye çevirmek yerinde olur. Şanslıyız ki Türkçe’ye nimet gibi insan Koray Kaya sayesinde Sanskrit aslından çevrilmiştir. İş Bankası Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi’nde bu önemli klasik metinlerin 13 tanesi kitap haline gelmiştir. Upanishadlar’a dalmadan önce mutlaka Korhan Kaya’nın Upanishadlar Üzerine başlıklı önsözünü es geçmeyin. Hedefe odaklanıp çok şey kaçırmayın.

  2. Patanjali’nin Yoga Sutraları: Yoga-Sutralar’ın yazarı Patanjali ile gramerci Patanjali aynı kişi midir, sutralar tam olarak ne zaman yazılmıştır tartışıladursun bu metinlerin pek çok yorumu söz konusudur. Klasik yoganın kaynak metinleri diyebileceğimiz bu ayetleri (sutra, ipcik demek) okuduğunuz zaman ard arda sanskrit kelimeleri telaffuz ederken bulursunuz kendinizi. Zira ne yüklem vardır ne de özne. Bu yüzden de bu metinlerin yüzyıllardır çeşit çeşit tefsiri edilegelse de, Türkiye’den yogacılar dahil, bu yorumlamalar bitmeyecektir. Çünkü biraz nasıl bir yogadan bahsetmek isterseniz öyle de yorumlayıp takipçilerinize aktarabileceğiniz bir yapısı da yok değilidir. Bu spekülasyonlar bir tarafa en önemli yorumlar Veda-Vyasa (7-8 yy), Vaçaşpatimitra (9.yy) ve Kral Bhoja (11.yy)’nın yorumları en çok kabul edilen ve (raja) yogaya temel olan yorumlardır. Tabi ki bu yorumların da üstüne pek çok yorumlar geldi. Yoga sutralarının bugün de yeni yeni yayınlanan youmları zaten direk sutraların değil Vyasa ya da Bhoja’nın yorumlarının ışığında yeniden bir okunması. Türkçe’de farklı yayınlar var, ingilizce okurum derseniz Iyengar’dan isterseniz Desikachar’dan da okuyabilirsiniz. İnternette e-book olarak bulmak zor olmayacaktır.

  3. Iyengar Yoga’ya Işık: Bu kitap daha oldukça taze Türkçe’de. Oldukça da kalın bir kitap. Bol bol da Iyengar’ın bizzat kendisinin pozları yaparken çekilmiş fotoğrafları ile bezeli. Tek tek pozları teknik ve etkileri ile beraber anlattığı bir çeşit hatha yoga külliyatı diyebiliriz. Zaten kapağına da yazmışlar “Yoga Pratiği için Kusursuz Bir Rehber” diye ve içeriğine bakınca haksız da değiller. Tüm pozların yanı sıra yogaya dair özet birtakım bilgiler mevcut, asanalar kısmından sonra pranayama’ya özel bir bölüm de var. Nefes çalışmaları detaylı bir şekilde aktarılıyor. Iyengar yoga stilinde önce asanalarda deneyim ve derinleşme kazanıldıktan sonra pranayama çalışmaları uygulamaya katılıyor, o yüzden de asana dökümünden sonra karşınıza bu bölüm çıkacak. Kitabın sonunda bir terimler sözlüğü mevcut. Bu da pratik minik bir sözlük ve sanskrit kelimelere aşinalık katması açısından yararlı; kitabı okurken ya da bağımsız bir şekilde göz gezdirilebilir. Tek bir uyarım var; kitabın içinde asanaların terapötik uygulamasına odaklanan ve en başta kendisi pek çok insanı yoga aracılığı ile iyileştirmiş olan Iyengar’ın eklediği “Çeşitli hastalıklar için şifalı asanalar” bölümüne dikkat. Iyengar günde 7-8 saat çalışarak, kendisine gelen insanların üstünde uzun uzun çalışmak sureti ile vardığı birtakım sonuçları paylaşıyor ancak siz oradan derdinize denk düşen bir asana’yı alıp hele de bir uzmanın gözetimi olmadan yapmaya girişirseniz hiçbir fayda sağlayamayacağınıza emin olun. Onun yerine bir Iyengar Yoga dersi ya da yoga terapi sınıfı bulup ona katılın, düzenli pratiğe başlayın. Yoksa komşunun antibiyotiğini içmekten daha az cahilce bir yaklaşım olmayacaktır.

  4. Siddhartha - Herman Hesse: Buda’nın hayatından esinlenen, Buda’yı anlatan bu kurmaca eser ünlü yazar, benim şahsen dilinin yumuşak ve sade inceliğine hayran olduğum Herman Hesse’nin en ünlü eserlerinden. Henry Miller’a “..benim gözümde, kutsal kitaptan kat kat üstün bir ilaçtır.” dedirtmiş bir kitap. Henry Miller’ın bu zamanına göre oldukça iddialı beyanının yanında hafif kalsa da edebi değeri de oldukça yüksek bir eser söz konusu olan. En güzel kısmı ise Almanca’dan Türkçe’ye çevirilerin ustası, kıymetli çevirmen Kamuran Şipal çevirisi ile okuma ayrıcalığına sahip olmanız. Yogayla ilginiz yoksa bile mutlaka okuyun. İyi gelecek.

  5. Buda’nın Öğretisi - Thich Nhat Hanh: Buda kim öğrendikten sonra öğretisini kurmaca olmayan sıkı bir kitaptan öğrenmek isterseniz ya da Budizm hakkında detaylı bilgi arayanlardansanız tavsiyemdir. Bir inanç sistemi olarak Budizm’e dair en temel konulara açıklık getiren bir kitap. Hatta bir misyonerlik kitabı havası bile var. İçinde pek çok güzel paragraf bulunuyor. Özellikle zor zamanlarda çok iyi gelebilecek hatırlatmalar olarak okunabilir. Çünkü Buda der ki “hayat acı doludur.” Ama bu acıya çare de vardır. Çareler arzu ettiğimiz ya da hayalini kurduğumuz çareler değildir yalnız. Çare acının varlığı, yadsınamazlığı, bugün değilse yarın elbet gelip bizi vuracağı ile yüzleşmek üzerine kuruludur.

    “Buda “Beş Anımsamayı” her gün tekrarlamamızı önerir:

    Benim yaşlanan bir doğam var. Yaşlanmaktan kaçmanın yolu yoktur.

    Benim hastalanan bir doğam var. Hastalanmaktan kaçmanın bir yolu yoktur.

    Benim ölecek bir doğam var. Ölümden kaçmanın yolu yoktur.

    Benim için değerli olan ve sevdiğim herkesin değişen bir doğası vardır. Onlardan ayrılmaktan kaçmanın bir yolu yoktur.

    Edimlerim benim tek gerçek varlığımdır. Edimlerimin sonuçlarından kaçamam. Edimlerim benim üstünde durduğum zeminimdir.”

    Kitaptan bu kısa alıntı ne demek istediğimi yeterince açıklamıştır sanıyorum.

  6. Zen ve Okçuluk - Eugen Herrigel: Madem Buda’nın hayatını okudunuz, öğretisine göz atınız sıra pratikte Budizm’e bakmak olmalı. O zaman size buyrun küçücük ama okuması kolay ve zevkli bir kitap. Bir ara baskısı yoktu ama sanırım şimdi yeniden bulmak mümkün. Kitapta bir Alman felsefe hocasının, 20. yüzyılın başında Japonya’da yaşarken okçuluk yolunu (kyudo) çalışması ve önemli bir ustadan dersler alması üstünden Zen’in pratikte ne olduğuna dair anlatısı. Hem bir Budist felsefe profesörü hem de Zen ustası olan, Batı’da da oldukça nam salmış D.T. Suzuki’nin kitap için yazdığı önsözden “… ok hedefi vurmak için atılmaz, kılıç hasmı yere yıkmak için savrulmaz, dans gösteriş için edilmez. Amaç bilincin bilinç ötesi gerçekle uyumunu sağlamaktır. Gerçek bir usta olabilmek içinse o sanatın tekniğini bilmek yetmez. Teknik özümsenerek aşılmalı ve aşkın gerçekten gelen, yapmacık olmayan, “yapılmadan yapılan” yapıta açılmalıdır. Okçuluk açısından bunun anlamı, okçunun ve hedefin birbirine karşı duran iki ayrı ve karşıt gerçek değil, tek bir gerçek olmalarıdır… “ diye bir alıntı yapsam kitabın ieçriğini inceden özetlemiş olurum ama yine soyut kalmasın, pratik ve gerçek hayatta tam olarak nedir bu Zen derseniz kitap tam size göre.

  7. Hatha Yoga Pradipika - Svatmarama: 15. yüzyıla ait bir eser. Tantracılığın çılgınca bir moda gibi estiği dönemi taçlandıran kitaplardan biri. Aslen kaynağı Hatha Yoga diye bir kitaba dayandırılıyor ancak Hatha Yoga metni kayıp. Bu kitabın yancıları - kimileri bu kitapları asıl bu kitabın eki olarak değerlendirse de Geranda Samhita ve Şiva Samhita. Bugün stüdyolarda yapılan “yoga” denen pratik çoğunlukla bu kitaba dayanıyor. Bir metot kitabı diyebiliriz. Duruşlar, nefes çalışmalarını biraz da yoruma ihtiyaç duyar bir şekilde bu kitapta bulabilirsiniz. Son zamanalarda gözden düşmüş, pek çok derste es geçilen bandhalar hakkında detaylı teknik bilgiyi bu kitapta bulmak mümkün. Kriya denen en eski yoga uygulamaları olan arınma uygulamaları da bu kitapta derlenmiştir. Ancak ne kadarı uygulanabilirdir, ne kadarını uygulamaya gerek vardır ve ne kadarı bilimsel bir gerçekliğe denk düşmektedir, bu konuda okuyucu olarak dikkati elden bırakmamak ve kapılmamak gerekir. Zira bazı metinlerde bahsi geçen kafa duruşunun siyah saçları geri getirdiğine dair iç gıcıklayıcı bilginin hevesine kapılmış bir beyefendinin sürekli kafa duruşu yapmaktan tek gözünün görme yetisini kaybettiğini, ta ilk yogaya başladığım yıllarda duymuş idim. Yoganın asla modern bir insanın arzularını gerçekleştirmek için bir büyü yolu olmadığını hatırlatmak için küçük bir kulağa küpe olsun bu. Ki yoga ile büyü ve simya Hindistan tarihinde kol kola da gezmiştir. Modern bireyin gereğinden fazla şüpheci aklının arzuları karşısında gereğinden fazla kör olması beni hep şaşırtmıştır.

    Türkçe’ye deneyimli yoga uzmanlarından Bora Ercan tarafından kendi yorumları da katılarak kazandırılmıştır. Asıl yazarı Svatmarama’dır. Kendisinden sonra hazırlanan pek çok hatha yoga metninin de kaynağıdır.

  8. Mit ve Mitya - Devdutt Pattanaik: Yoganın ötesinde yoganın çıktığı toprakların ne menem hikayeler ve efsaneler barındırdığını merak ediyorsanız çok güzel bir kitap. Kitabı masal gibi de okuyabilirsiniz, biraz alt yapı ile bilgi edinmek için de. Çok da güzel bir çevirisi ve içinde incelikli çizimler de var. Binlerce yıl önce büyük şehirler kurmuş Mohenjo-Daro uygarlığının Ariler istilası ile yıkıldıktan sonra iki kültürün iç içe geçerek, birbibirini türetip birbirinden çoğalarak nasıl da binlerce tanrılı, tanrıcıklı, tanrıçalı, çeşit çeşit varyasyon ve avatarlı, kafaları yakmaya birebir bir din yarattığını okumak isterseniz Türkçe’ye çevrilmiş en güzel kaynaklardan biri. Yogadan da bolca bahsediyor. Bogha’dan da! İlk kez mi duydunuz? O zaman biraz Hint mitolojisi ve tarihi okumanın vakti gelmiş.

  9. Mitolojinin Gücü - Joseph Campbell Bill Moyers: Mit ve Mitya’yı okuyup da doyamaz ve biraz daha analiz eden, karşılaştıran ve dolayısı ile biraz daha derine inen bir bakışa ihtiyacınız olursa mitoloji deyince Joseph Campbell dünyada ilk sıralardadır. Özellikle bu kitabı okumaktan pür keyif alabilirsiniz. Diğer kitaplarındaki gibi akademik bir yaklaşımın getirdiği akıcılıkta okuyucudan yüksek dikkat talep eden zorluk bu kitapta yok. Çünkü bu kitap bir gazeteci olan Bill Moyers ile diyaloglarından oluşuyor. Kapağındaki elinde ışın kılıcı tutan antik çağrışımlı heykel sizi irite etmesin zira sebebi kitabın George Lucas’ın Skywalker Ranch isimli çiftliğinde çekilen 6 bölümlük bir televizyon programının yazıya dökülmüş hali olması. Sadece Hint değil pek çok mitolojiden de kafa açan anektodlar içeriyor.

  10. Yoga: Ölümsüzlük ve Özgürlük - Mircea Eliade: İşte yılların yogasını pratiğinden tutun, meditasyona; hocalık eğitimlerinden tutun verdiğim derslere kadar aydınlatan, üstünü krem şanti gibi süsleyen bir kitap. Bir bilimsel çalışma. Din tarihi uzmanı bir bilim adamı olan Mircea Eliade’nin elinden çıkmış çok detaylı, çok titiz bir kitap. Ve sadece akademinin odasından kitapların arasına gömülerek yazılmamış bir eser. Bir aşramda kalarak, bir dönem her gün yoga yapılarak, Hindistan’ın kalp atışları ile de temas edilerek yazılmış bir eser. Tek eksiği bizim için, kitabın ilk yayın tarihinin 1951 olması. Yani maceranın son 60 senesi yok. Ancak yoga ortamında maalesef çokça bulunan, büyük yoga stüdyolarında özensiz ve yanlış bilgilerin kulaklardan kulaklara saçıldığı -miş’li, -mış’lı bilgilerin ucundan başından yakalanıp akıllarda kaldığı bu zamanlarda dipnotları ile, alıntılanan kitapların eksiksiz referansları ile, özellikle benim gibi sosyal bilimler tedrisatından geçmişlerin çölde vaha bulmuş gibi susuz düştüğü bir kitap. Kulaktan dolma bilgilerden gına geldiğinde alın bu kitabı okumaya başlayın. Baştan zorlanacaksınız; çünkü kitap Eliade’nin de dediği gibi özellikle din tarihçilerine, psikologlara ve felsefecilere sesleniyor. Yoga tarihi ve tekniğin çeşitli biçimlerine en büyük bölümün ayrıldığı kitapta yoga düşünceleri, simgeselliği ve yöntemleri tantracılıktan simyaya, yerel halk inanışlarından yazılı metinlere inceleniyor. Hani bir laf vardır “Incredible India” diye, eğer biraz sebat ve özveri gösterirseniz bu kitap da size bunu vaad ediyor. Hep felsefenin tarihini batının felsefe tarihi ile yazanlara da şöyle sesleniyor:

“Örneğin Hindistan’ın en büyük keşiflerinden birini, ne yapsanız hiçe sayamazsınız: “tanık bilinç”, psikofizyolojik yapılarından ve onların yol açtığı zamansal koşullanmadan sıyrılmış bilinç, “kurtulmuş kişi”nin yani zamansallıktan özgürleşmeyi başarmış ve böylece sözlerle ifade edilemez, gerçek özgürlüğü tanıyan kişinin bilinci. BU mutlak özgürlüğün, kusursuz kendiliğindeliğin kazanılması tüm Hint felsefelerinin ve mistik uygulamlarının hedefidir; ama Hindistan bu hedefe en çok yoga aracılığı ile, çok sayıdaki yoga usullerinden biri aracılığı ile ulaşılabileceğine inanmıştır. Bizim de yoga kuramlarına ve uygulamalarına ilişkin olabildiğince bütüncül bir inceleme yazmayı, farklı Yoga usullerinin tarihini anlatmayı ve Hint maneviyatının bütünü içinde Yoga’nın yerini saptamayı yararlı bulmamızın başlıca nedeni de budur.”